sıcacık

sıcacık
1. دافئ [دافئ]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
2. دفآن [دَفْآن]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
3. دفيء [دَفِيء]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
4. ساخن [ساخِن]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
5. سخن [سُخْن]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
6. سخين [سَخِين]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan
7. مستدفئ [مُسْتَدْفِئ]
Anlamı: yeter derecede sıcaklığı olan

Türkçe-Arapça Sözlük. 2015.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • sıcacık — sf., ğı 1) Yeter derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan 2) mec. İçten, samimi, hoş, sevimli, güzel Rustik barlarda her şey sıcacık tahtadır. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıccacuk — sıcacık …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • rayihalı — sf. Güzel kokulu Onun sıcacık vücudundan yükselen rayihalı dumanı teneffüs ederken, titremişti. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rustik — sf., ği, Fr. rustique 1) Köy evi veya köy görünüşü veren, kırsal Rustik barlarda her şey sıcacık ve tahtadır. Ç. Altan 2) is. Pencere üstlerine takılan ahşap korniş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • daha iyisi can sağlığı — bulunabileceklerin en iyisi oldu anlamında kullanılan bir söz Tertemiz, sıcacık bir oda. Daha iyisi can sağlığı. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”